1. mecaz, Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz"Zayıf bir öğretmen. - "
2. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan"Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık. - "
3. sıfat, Eti, yağı az olan, şişman olmayan (insan veya hayvan); arık (II), ince, kavruk, nahif"Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. - Sermet Muhtar Alus"
4. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan"Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf. - "
5. isim, Ortanın altında olan not
6. mecaz, Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan"Zayıf bir yapı. - "
7. mecaz, Çok az"Zayıf bir ihtimal. - "
8. mecaz, Önemli, güvenilir olmayan"Zayıf bir bilgi. - "
9. mecaz, İradesi gereği kadar güçlü olmayan"Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu. - Aka Gündüz"