yırtmak
1. mecaz, Bir işi yapmaktan kurtulmak
2. mecaz, Bir şeyi fazlasıyla zorlamak"Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi. - Refik Halit Karay"
3. -i, Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak"Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim. - Arif Nihat Asya"
4. mecaz, Kötü bir durumdan kurtulmak"Artık bu işten yırtman mümkün değil… - Ahmet Ümit"
6. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak
7. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek"Kedi çocuğun elini yırttı. - "