yapışmak
1. -e, Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak"Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı. - Ömer Seyfettin"
2. spor, Başı çekeni çok yakından izlemek
3. -e, Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak"Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı. - Sait Faik Abasıyanık"
4. mecaz, Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak
5. -e, Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak"Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun diye kulağıma yapıştı. - Ömer Seyfettin"
6. nesnesiz, Yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak"Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki... - Sait Faik Abasıyanık"
7. -e, İyice yaklaşmak, sokulup değmek"Geri geri giderek duvara yapıştı. - "