toplamak
1. nesnesiz, Artırıp biriktirmek"Epey servet toplamış. - "
2. Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek"Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı. - Memduh Şevket Esendal"
3. -i, Bir araya getirmek; cemetmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. - Orhan Seyfi Orhon"
4. Dağınıklıktan kurtarmak; kaldırmak"Bu odayı biraz toplamak gerek. - "
5. Devşirip kaldırmak"Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak. - "
6. nesnesiz, Hizmete çağırmak"Asker toplamak. - "
7. matematik, Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak
8. Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak
9. nesnesiz, Çıban, yara irinlenmek
10. nesnesiz, Şişmanlamak, kilo almak
11. nesnesiz, ► devşirmek"Kırlardan çiçek topladık. - "