bağışlamak
1. Bir kimse, kuruluş veya ülke ayni veya nakdi varlıklarını kendi iradesi ile bir başka kişi, kurum veya tüzel kişiliklere karşılıksız olarak devretmek; bağış yapmak, hibe etmek, bahşetmek, teberru etmek"Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi? - İbrahim Alâeddin Gövsa"
2. Bir kişinin üzerinde bulunan görevi ve sorumluluğu kaldırmak
3. -e, Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek; affetmek, affeylemek"Çocuk elindeki çiçek demetini kumandanın ayağı altına atarak, babamı bağışlayınız, diyordu. - Falih Rıfkı Atay"
4. mecaz, Hoş görmek"Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın. - Halikarnas Balıkçısı"