bağ
1. denizcilik, Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm
2. isim, Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne; bent, rabıt (I), rabıta"Ayakkabının bağı çözüldü. - "
3. anatomi, Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti"Eklem bağı, asıcı bağ. - "
4. müzik, Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret
5. ► demet"Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz. - "
6. mecaz, ► ilişki"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. - Anayasa"
7. ► sargı bezi"Yaramın bağını değiştireceğim. - "
8. Meyve bahçesi"Sonra bağımıza ulaştığımızda haminnem bazı işleriyle meşgul olurken ben de mevsimine göre kızılcık, erik, armut, elma ve ceviz gibi meyvelere ilgi duyar, onların ağaçlarına tırmanırdım. - Doğan Sofracıoğlu"
9. isim, Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası; çubukluk"Bağın asıl sahibi ölünce ölenin çocukları şehre taşınmış, bağı her yıl birisine yarıya vermeye başlamışlardı. - Metin Önal Mengüşoğlu"