Edit basmak | Türkçe Sözlük

1. -i, Bası işi yapmak; tabetmek

2. -i, Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek

"Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak. - "

3. Bir kimse bir yaşa girmek

"On dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım. - Azra Erhat"

4. -i, Bir yere baskın yapmak

"Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış. - Etem İzzet Benice"

5. -e, Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak

"Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım. - Sait Faik Abasıyanık"

6. Bir şeyi üzerine kuvvet vererek itmek

"Motor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız. - Halide Edip Adıvar"

7. nesnesiz, mecaz, Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak

"Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi. - Yusuf Ziya Bahadınlı"

8. -i, Duman, sis vb. bir yere çökmek

"Şehri akşamüstü sis basmıştı. - Sait Faik Abasıyanık"

9. nesnesiz, Kümes hayvanı kuluçkaya yatmak

10. Küçük çocuk ayakta durabilmek

11. -e, Sıkıştırarak yerleştirmek

"Peyniri küpe basmak. - "

12. -i, Uygunsuz vaziyette yakalamak

13. -e, Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak

"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. - Cahit Külebi"

14. -i, ► kaplamak

"Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk. - Memduh Şevket Esendal"