aldatmak
1. -i, Beklenmedik bir davranışla yanıltmak"Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi. - Cemil Meriç"
2. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek"Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor. - Yahya Kemal Beyatlı"
3. Birine verilen sözü tutmamak"Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi. - "
4. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
5. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak"Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. - Burhan Felek"
6. Olmayacak bir şeyle oyalamak
8. Yanlış yapmaya yöneltmek; kandırmak"Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. - Peyami Safa"