"Yerine oturmadı, ahretlik teyzenin getirdiği çayı da ayakta içiyordu. - Tarık Buğra"
2. sıfat, Öbür dünyada karşılığı görüleceğine inanarak yapılan (iş veya iyilik)
3. ► besleme
"Evinde anadan ve babadan kalma ihtiyar, emektar bir Arap aşçısından başka on yedi yaşında, tombul, beyaz, oynak bir ahretliği vardı. - Ömer Seyfettin"