açmak
1. Alanını genişletmek"Anıtın çevresini açmak. - "
2. Alışverişi başlatmak"Güvenoyu başarısızlığından sonra transfer piyasasını açtı. - Kurtul Altuğ"
3. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek"Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay"
4. nesnesiz, Ayırmak, tahsis etmek"Senin için üst katta bir oda açtık. - "
5. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak"Biraz sakinleşmek için kalktı, bir bitki çayı hazırladı, sonra da radyoyu açtı. - İlknur İnsaf Turan"
6. Bir konu ile ilgili konuşmak
7. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
8. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
9. -i, Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu"
10. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
11. Birbirinden uzaklaştırmak"Kollarını açtı. - "
12. nesnesiz, Bitki çiçekli duruma gelmek"Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı? - Ömer Seyfettin"
13. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak"Yumağı açmak. - "
14. Engeli kaldırmak"Karla kapanan yolu açmak. - "
16. Geçit sağlamak"İki oda arasına kapı açtık. - "
17. nesnesiz, Gökyüzü bulutların dağılmasıyla aydınlanmak"Hava açtı. - "
18. Görünür duruma getirmek"Kollarını, göğsünü açmış. - "
19. Rengin koyuluğunu azaltmak"Bu boyayı biraz daha açmalı. - "
20. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri açık duruma getirmek"Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal"
21. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
22. eskimiş, Savaşla almak
23. mecaz, Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek"Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu. - "
24. mecaz, Sıkıntısını gidermek, içine, gönlüne ferahlık vermek"Burası beni açmadı, başka yere gidelim. - "
25. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak"Su borusunu açmak. - "
26. Yakışmak, güzel göstermek"Bu renk odayı açtı. - "
27. nesnesiz, Yapmak, düzenlemek"Sınav açmak. - "
28. tıp, ► yarmak"Çıbanı açmak. - "